29 Mayıs 2012 Salı

Pişmanlık


"Eğer biriyle herkes iyi geçinip siz geçinemiyorsanız herkesin onun hakkında arkasından söylediklerini siz onun yüzüne söylüyorsunuzdur" ile başlamak istiyorum söze. Evet bu malesef bir gerçek, Ve benim başıma çok gelen bir gerçek "Gerçekler acıdır" sözünün kanıtı olsa gerek. Neyse örneğe eski bir arkadaşım ile başlayayım; Daha 16 yaşında olan bu arkadaşım çok güzel bir kız, Her erkeği etkileyecek güzelliğe sahip bir kız. Fakat bu arkadaşımız herhangi bir sebepten dolayı genç yaşta kızlığını '' itin '' birine teslim eden bir arkadaş. Belki pişman belki pişman değil, "Orası onun bileceği iş" diyemem tabi ben elimden gelen yardımı fazlasıyla yaptım ona manevi olarak, fakat değer bilmedi ayrı mesele. O kız şimdi benim arkadaşım değil, Görüşmüyoruz ve konuşmuyoruz yine haftada 1 kere sekse devam ediyordur "Nasıl olsa bir kere oldu, Devamı gelsin bir şey olmaz" mantığıyla. Fakat bilmiyor o deliğe her bir girişte çıkardığı "ah" sesinin "vah'a" dönüşeceğini. Üzülüyorum fakat elimden gelenin fazlasını verdim ben o elinin tersiyle itti. Peki bu arkadaşım ile neden aramız açıldı? Neden benimle konuşmuyor? Sebep şu, Bu kişi üniversiteye gidince beni takmaz oldu. Ben ona hep nasihatlerde bulundum "Bu yolun sonu kötü" dedim "Kendine gel. 3-5 itin anlık zevki olmaktan vazgeç" etrafında dolananlar hep akbaba, hepsi senin etinin peşinde kendini ziyan etme dedim... Hep tamam desede kendine hiç gelemedi ve gelmediği yetmezmiş gibi onu sıktığım için benimle arasına mesafe koydu hemde "kilometrelerce" keyfi bilir, En pis duygu pişmanlıktır, O duyguyla tanıştığında beni anlar, anlamasınada ben ona uygun zarı nereden bulurum, meçhul.

Ha bu arada yazımın başında bahsettiğim o '' it '' benim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder