23 Mart 2013 Cumartesi

3.ayın 23'ü

Ahh Ju neredesin ? Bak 4.yılımız da sensiz geçti. Sanki saatler durdu, kafam çalışmıyor. Her hecenin altından sen çıkıyorsun, hepsinin altında ben eziliyorum. Bu nasıl bir oyun Ju hep kaybeden benim ?
Ne saçmalasam bilmiyom saat epey geçti ama ben hala iki satır yazmamadım. Senin hatrın için denedim ama olmuyor Ju, kafam çok dolu. Beynimi boşaltmam lazım sen nasıl yaptın, bana tavsiyen var mı ? Yoksa senin ki zaten hep boş muydu ?
Beynimin yaptığı baskıya ellerim ve gözlerim dayanamıyor artık uyumalıyım. Uyursam geçer, öyle demişti annem. Ya kalbimin acısı ? O nasıl geçer anne ? Nasıl bir ağrıdır ki bu geçmek bilmedi , ilacımı kim aldı ? Lanet olsun Ju neredesin ?

14 Mart 2013 Perşembe

Sonunu bildiğimiz halde sevmedik mi ? Öleceğimiz gerçeği varken hala gülebildiğimiz gibi.

4 Mart 2013 Pazartesi

El Yazısı

Bu sen misin ?
O zaman ben nerdeyim.

sonra el yazını görünce heyecanlanırım , mahremin ürpertisini duyarım
yazın güzelmiş ,
sevgilinin her şeyi güzeldir.

Bu satırları yazarken onu düşünüyorum. Birlikte yemek yediğimiz o akşam bana çocukluk resimlerini göstermişti anlamalıydım onu ne kadar sevdiğimi.

Eski sevgilimden ayrıldığımda elim de kalan tek şeydi el yazısı. Sonraları her okuduğumda beni heyecanlandıran , beni ne kadar sevdiğini anlattığı satırlar değildi ,
El yazısının kendisiydi, o tanıdık yazı.
o eski güzel günler kadar dipdiriydi bana, benim sevdiğim zamanlardaki çocuğu hatırlatıyordu
ikimiz değişmişken o yazı hiç değişmemişti , o yazıları hala tutuyorum o aşkı benim için saklıyor.

İnsana şiiri ve biricikliğini sağlayan pek az şeyden biridir el yazısı ,
el yazısı , parmak izi , sesi ve gözlerindeki İris tabakası taklit edilemeyen , başkasına veremeyeceğimiz şeyler
insan ancak bunlarla kendisi olur

Eğer bu yazıyı okuyacak olursan
son sevdiğim ,
Çocukluk resimlerini göster bana ya da bi mektup gönder.