13 Haziran 2012 Çarşamba

hiç bir şeyin tam ortasındayım...





dans etmek vardı şimdi yağmuru beklemeden...
rüzgara sarılıp öylece adımları saymak...
özgür hissetmese de kalbin kendini,
herşeye inat yeniden...
sen şimdi rüzgarda dağılan saçlarımsın...
adımlarımsın...
özgürlüğümü adadığım bu gece ve
gece içinde başımda dönen ateş böceğinin
sönmeye direnen ışığısın...


derken kollarımla sardığım boşluğa verdim adını..
oyunla dansı karıştırdığın zamanların telafisi olmalıydım...
gözyaşlarımı gülümseyerek uğurluyorum toprağa...
son'a eklenemez bilirsin hiç bir kare
ve ben...
eklenemiyorum hiç bir cümlene...

noktası gelmiş bir cümleydi benimki...
gelmiş geçmemiş bir sancıydı...
topuklarımın bastığı yeri delip geçmesi gibiydi...
bir virgül olabilecek kibarlıkta değildi belim
yalnız, yalana ibadet ederken eğilmişim...
farkedemedim...

onca çabadan arta kalan bir hiçlik var avuçlarımda...
ne tuhafmış avuçlarımı dolduran "yok"un hissi...
hayalet dikenler varmış gibi
yoktan kanayacakmış bileklerim...
ve ben bu kollarla saracakmışım meğer rüzgarı
dinlenmeyen armonilerle...

şimdi ben,
hiçbir yerin tam ortasındayım..
şimdi sen,
hiçbir yerin en sonundasın...
şimdi anlıyorum ki,
bir yudum biz akıtır diye,
bulutu olmayan geceden,
gömülmesi ertelenmiş bir ölü rengiyle,
"biz" dilemişim...
"senden bir iz" dilenmişim...

hoşça'git sevgili...
ben...
bomboş da kalırım...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder