3 Haziran 2012 Pazar

Gidiyorum...


Toplanıyorum..
Bavulum açık, içine konulmayı bekleyen anılarım etrafa saçılmış...
elim varmıyor hiçbirine, bir gözüm kapıda, belki bir anda içeri girip beni yolumdan çevirirsin diye.
haberin yok ya, oyalanıyorum işte öyle...
ayakkabılarımdaki çamurları siliyorum, yatağı topluyorum, fotoğrafları kaldırıyorum falan filan...
öyle bir gidiş olmalıydı; hissiz, izsiz ve sessiz...
kokum bile kalmasın diye pencereleri açtım sonuna kadar, 
odan havalansın... odamız...
saçlarım çok dökülüyordu şikayet ederdin hep, 
halıya yapışan bütün saç tellerimi de topladım...
dudak payım kalmasın diye bütün bardaklarımızı kaldırdım ortalıktan, 
tek bişey bırakıyorum sana elimde olmadan, 
çalışma masama astığım fotoğraflarımız  
çaktığım çivilerin bıraktığı boşluk ve altındaki solmuşluk... "b'iz" gibi...
gözyaşlarım akmasın diye avuçlarımda biriktirdim..
"sen bunu okurken, ben çok uzaklarda olucam..." diye bir mektup da bırakmıyorum,yüzün asılmasın...
nasıl olsa okumucaksın 


hastalığımın üstüne düşerdin bi tek...
gelmezdin lakin , yine de merak ederdin
sen olmayınca napıcam düşünmeye başladım şimdi.
aman Yunus sus!Sırası değil...
sadece git...
o da öyle istemişti...
"sadece git..." demişti...ciddi miydi?...
gittiğine inanabilsem, dönmeni beklemezdim ya


sana aldığım hediyeleri bulamadım, sahi nereye koyduk onları? bak şimdi oldu mu böyle... 
gidişim eksik kalacak...
neyse, kaybettiğimize göre zaten önemi yokmuş...ha?
***
ve hazırım..ayak sesi mi o?
şşş...
-----
geçti ...
sen değilmişsin, gülümsedim...


hayatımızın kapısını üzerime kapatmadan önce son birşey yapmak istiyorum..
pencereden dışarı bakardık beraber, 
manzaramız yoktu ama,
dışarıda yağmurun ıslattığı insanlara bakardık
ve tahminler yapardık düşüncelerine dair...
sonra bizi kimse görmeden
nasıl çıkarız die telaş yapardık...
aslında birlikte eğlenebiliyormuşuz şimdi farkına varıyorum...




yine beynime giriyor, 
bavulumdan taşıyor anılar
çıkmak için debeleniyorlar!!
hayır... ben o fermuarı çok zor kapattım.. HAYIR!
sinirleniyorum..
yine kalp atışlarım başımı döndürüyor!
ilaçlarım nerede!
ağlama Yunus! sakin ol...
nefes al doktor öyle söyledi.ama doktor, bir gün gidersem yuvamdan ne yapacağımı söylememişti? sigara... duman... sakinim...
neyse, sana ne kadar uzak olursam
o kadar iyi gelir sana,
ve bir o kadar
zor gelir bana...


Abim geldi...


gitme vakti... son sözlerimi iyi seçmeliyim;


"suya düşen hayallerimi kurtarmak için çok çabaladım,ama beni de çektiler en dibe, boğuldum sevgilim... yoruldum...İzlediğimiz Türk filmlerindeki gibi...saçma gelirdi ya bize,"Son" yazardı biterken, zaten bitmişti niye gözümüze sokuyorlardı ki ?...
filmler gibi Saçma sapan bir "son" bırakmadan gidiyorum...
duvarlarımıza iyi bak,
her yumruklayışımda tek kelime etmeden ikimizi taşıdı onlar,resimlerimizi, seslerimizi..."




gidiyorum sevgilim...
endişelenme sakın, bitişlerde sakladım anahtarını bu şehrin,
onlar gibi ben de kaybedildim...


hoşçakal...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder